HARPUT KALESİ EFSANESİ
Elâzığ’da bulunan Harput Kalesi, milattan öncesine dayanan tarihi ile birçok kültürü günümüze kadar ulaştırmış en önemli yapılardan biridir.
Özellikle değişik efsaneler ile günümüze kadar gelmiş ve merak edilen kaleler arasında yer alan Harput kalesi, M.Ö. 8.inci yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuştur. M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren Perslerin hakimiyeti altına girmiştir.
Elazığ Harput Kalesi, birçok medeniyet tarafından büyük mücadelelere sebep olmuştur. 11. yüzyılın sonuna kadar Bizans hakimiyetinde kaldıktan sonra Çubukoğulları, Artukoğulları ve Selçukluların egemenliğinde kalmıştır. Son olarak ise 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu idaresine geçmiştir. Kale ve kent Osmanlı döneminin sonuna kadar önemini korudu. Mahalle halkının, 1830 ve 1920 yılları arasında yeni kurulan Elazığ şehrine göç etmesi ile bölgede yerleşimin sona erdiği bilinmektedir.
Kaleye Artukluların hakimiyeti sırasında yapılan onarım sayesinde günümüze kadar gelebilmiştir. Kale; iç kale ve dış surlar olmak üzere ikiye ayrılır. Kalenin içerisinde hastane, tahıl ambarı, darphane, su sarnıcı, cephanelik, cami ve çok sayıda sivil yapının bulunduğu büyük bir mahalledir. Kalede yapılan kazı çalışmaları sonucunda mektep, cami, ticarethane, atölye gibi birçok yapı bulunmasıyla beraber 100 basamaklı yerin altında bulunan bir zindan da vardır. Bu zindan yerin 36 metre altındadır.
Harput Kalesi, bazı noktalarda Süt Kalesi olarak da anılmaktadır. Buraya Süt Kalesi denmesinin ise oldukça ilginç bir hikayesi bulunuyor.
1. Efsane
Harput Kalesi’nin bilinen bir diğer adı da Süt Kalesi’dir. Bunun sebebi; yapının içinde kullanılan harçta su yerine süt kullanılmasıdır. Şöyle ki; Harput Kalesi’nin yapımına karar verildikten ve kale birkaç metre yükseldikten sonra bölgede bir su kıtlığı baş göstermiştir. Bu su kıtlığı da; Harput Kalesi’nin yapımında kullanılacak harca su katılması olasılığını imkansız kılmıştır. Fakat aynı yıl bölgede hayvanların bol sütü olmuştur. Zamanın hükümdarı da Harput Kalesi’nin yapımında kullanılacak harca su yerine süt katılmasını buyruk vermiştir. Efsaneye göre Harput Kalesi’nin isminin Süt Kalesi olarak anılmasının nedenlerinden ilki budur.
Ayrıca Harput Kalesi incelendiğinde bu kalenin renginin açık bir tonda olduğunu görmek mümkündür. Yapının adının Süt Kalesi olarak anılmasında bu açık rengin de etkisinin olduğu söylenmektedir.
2. Efsane
Harput Kalesi hakkındaki diğer bir efsane de yapıdaki dehlizlerle ilgilidir. Efsaneye göre bu dehlizlerden birinde dünyalar güzeli bir kız yaşarmış ve bu kız büyülü bir altın köşkte uyumaktaymış. Dünyalar güzeli bu kız her yıl bir kere uyanıp “Süt Kalesi yıkıldı mı? Katırlar kuzuladı mı? Dere hamamının yerinde yeller esiyor mu? diye sorar, sonra yeniden uykuya dalarmış. Eğer kızın saydıkları gerçekleşirse Harput’un yıkılacağına ve kıyametin kopacağına inanılmaktadır.